SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

ZEKAT BAHSİ

<< 1589 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ يَعْنِي ابْنَ زِيَادٍ ح و حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ وَهَذَا حَدِيثُ أَبِي كَامِلٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِي إِسْمَعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ هِلَالٍ الْعَبْسِيُّ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ جَاءَ نَاسٌ يَعْنِي مِنْ الْأَعْرَابِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالُوا إِنَّ نَاسًا مِنْ الْمُصَدِّقِينَ يَأْتُونَا فَيَظْلِمُونَا قَالَ فَقَالَ أَرْضُوا مُصَدِّقِيكُمْ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ ظَلَمُونَا قَالَ أَرْضُوا مُصَدِّقِيكُمْ زَادَ عُثْمَانُ وَإِنْ ظُلِمْتُمْ قَالَ أَبُو كَامِلٍ فِي حَدِيثِهِ قَالَ جَرِيرٌ مَا صَدَرَ عَنِّي مُصَدِّقٌ بَعْدَ مَا سَمِعْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَّا وَهُوَ عَنِّي رَاضٍ

 

Cerîr b. Abdullah (r.a.)'dan; demiştir ki:

 

Resûlullah (s.a.v.)'e -bedevilerden- bir takım insanlar gelerek:

 

Zekât memurlarından bazı kimseler bize gelip zulmediyorlar, dediler. O (s.a.v.) da:

 

"Zekât memurlarınızı memnun edin" buyurdu.

 

Ya Resûlullah! Bize zulmetseler de mi? dediler. (Tekrar:)

 

"Zekât memurlarınızı memnun edin" buyurdu. (Râvi) Osman:

 

"... (Zanmnızca) zulmedüirseniz de" sözünü ilâve etmiştir.

 

Ebû Kâmil, hadisinde dedi ki: Cerîr, "bunu Resûlullah (s.a.v.)'dan işittikten sonra hiç bir zekât memuru benden memnun olmadan ayrılmamıştır" dedi.

 

 

İzah:

Müslim, zekât; Nesâî, zekât

 

Zekat memurunu memnun etmek,  -bundan önceki hadiste de geçtiği gibi- farz olan zekâtı ona vermek ve onu iyi karşılayıp ona güzel muamelede bulunmakla olur.

 

"Zulmedilirseniz de zekât memurlarınızı memnun edin" sözünün ma­nası şudur: "Zannımza göre zulmedilirseniz de zekât memurlarınızı mem­nun edin" Yoksa bu, onların gerçekten zulme uğradıkları manasına gel­mez. Zira resûlullah (s.a.v.) zulüm karşısında susmazdı. Şayet gerçekten zul­metmiş olsalardı, fasık olmaları sebebiyle görevlerinden azledilmeleri ve zekâtın onlara verilmemesi gerekirdi. Fazla bilgi için 1567 no'lu hadisin" kimden, bundan fazlası istenirse vermesin" fıkrasına bakılsın.